11 Ekim 2010 Pazartesi


ahh ahh.
30 eylül'deki konseri hatırladım şimdi. cenk taner konserini.
gitmeden önce, "kalabalık olur lan baya. oranın gençlerinden oluruz biz kesin. 80'ler çoğunluktadır haa." gibi konuşmalar yaptık.
gittiğimizde yanıldığımızı anladım.
orası; kalabalık değil, çok kalabalıktı ve gençleri değil, en gençleriydik.
ha ama 80'ler çoğunlutaydı orası ayrı.

artık cenk taner'in orda oluşundan mıdır? gülümsemesinden midir? yoksa sadece kitleden midir? bilmem, çok samimiydi her şey.
bize en uzak olan pahalı viski şişeleri bile.

balkondakilerin tuvalete gitmeyi dahi gözüne kestiremediği kalabalıkta, normal şartlarda tahammül edemeyecek insanlar, en nezaketli şekilde izin istiyordu.

cenk taner'i çekmek için, flashsız zenit'imi çıkarttığımda
devasa kameraların, canon makinelerin sahipleri, bizim zenit'lerimiz iyi görüntü alsın diye cenk taner'in yüzünü aydınlatıyordu.
ve ben ilk defa gittiğim bir barda, ilk defa her zaman gitmişim hissine kapıldım.

insan düşününce garip oluyor.
şayet iyi bir müzisyen olsaydım; cenk taner gibi kemik bir kitleye sahip olmak isterdim.

3 yorum: