10 Haziran 2010 Perşembe

Yalnızlık

İçim: Nasılsın ?
dışım: iyi sayılmam, ya sen ?

içim: 2 uyku hapı içtim, dünya yavaş ve duygusuz. Sorun nedir ?
dışım: sıkılmaktan sıkıldım artık!

içim: senden bir şey isteyebilir miyim ?
dışım: tabi ...

içim: 2 gün sonra sıkıntınıda al bana gel.
dışım: Teşekkürler, ben hallederim.

içim: bak olayları kişiselleştirip, güç oyununa çevirme. Gurur yapma gel !
dışım: kolay değil, hem seni daha tam mânasıyla tanımıyorum bile.

içim: bir fikir kadar uzaktayım sadece, gel bir şey kaybetmezsin, boş bırakılan vakitten başka.
dışım: iyi tamam, uzat elini o halde ...

içim: dikkat et, hüzüne basma ...
dışım: yok yok basmam, sıcakmış içerisi.

içim: öyledir. gel sana evimi gezdiriyim.
dışım: iyi olur.

içim: hah! işte burası döl yatağı. Genelde burada dinlenirim. gel devam daha ne yerler var.
dışım: neden? neden burası, daha havadar yerler vardı.

içim: insanlar burada anlam bulur. anlamın içinde dinlenmek, duruma farklı bir anlam katar.
dışım: bence sen bir tekerlemeci olmalısın.

İçim: rutin hayata bağlanınca, uhmm... Olmuyor da değilim doğrusu.
Dışım: aaa o da ne Topun mu? var. Bakayım bi..

İçim: heyy, dur aptal, erik o miğdedeyiz şuan ...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder